Kule Değil Sanki Darphane / Pisa Kulesi (4.GÜN)

Bu floransada ki katedralin bizi ne kadar yorduğunu söylemiştik. Yorgunluğunu 1 gece de tam olarak atlatamadık. Ama yine de yeni güne yeterince enerji toplayarak başladık. Kahvaltımıza indik, hazır kek, kruvasanımızı yedik ve çayımızı içtik. Sabah erkenden biletini aldığımız pisa trenine binmek için yola koyulduk .Muhtemelen de bizim bindiğimiz tren ilk trendi. 1sa 15dk gibi bir sürede pisa’da olduk. İşin garip yanı kimsecikler biletimizi kontrol etmedi. Treninde yarısı kadarı boştu. Floransa ilk durak, pisa’da son durak olunca tabelaları çokta incelemeden rahat bir yolculuk yaptık.

Trenden indikten sonra google haritaları açtım. Pisa kulesine 1.6 km gösteriyordu. Harita’da aynı zamanda yol üzerinde bir kanaldan (köprüden) geçmemiz gerektiğini de görünce şehiri yürüyerek geçmeye karar verdik. Yaklaşık 10-15 dk sonra da zaten kolay bir şekilde kaybolmadan bulduk. Pisa kulesi ve civarındaki yapılara giriş her zaman olduğu gibi ücretli tabiki. Sadece pisa kulesine çıkmak 18€ ve 1,2,3,4 adet alternatifli müze giriş hakkı için yanlış hatırlamıyorsam 6€dan €9’a kadar ücret ödeyip girebiliyorsunuz.

Tabi bunlara girmeseniz de tek başına pisa kulesine çıkış zaten yeterince pahalı bana göre ve Floransa katedralinde ki gibi yüzlerce merdiveni çıkıyorsunuz. Ben içerisini düz zannederdim içerisi de yamukmuş. Yana çeke çeke gidiyorsunuz haberiniz olsun.Katedral kadar dar ve boğuk değil ama gene yaşlılara ve hamilelere önermiyorum. Diğer müzeleri de gelmişken satınalıp gezmenizi tavsiye ederim. Pisanın yanında sönük kalmışlar ama bence bayağı ağzı açık bıraktıracak güzellikteler. Onu da gelen görsün burada anlatmaya çalışarak boş yapmayalım, hemde spoiler vererek merak düşürmeyelim.

Müzeleri gezdikten sonra hediyelik eşya dükkanlarına da bakındık ve hemen dibindeki bir restaurant da yemek yedik. Şimdi diyeceksiniz vay be zengin diye , pisa’nın dibinde yemek yiyor filan alakası yok. Burada lüks restorantlar da bile pizzayı 6-7€ ya yiyorsunuz. Yiyeceğim arkadaş Türkiye’ye gidene kadar pizza yiyeceğim…Bu yaşıma kadar pizzadan alamadığım keyifi, ucuza doya doya tadacağım. Kimsede bana oraya gittin birtek pizza mı yedin demesin.

Sonra yola düştük ve tren garına vardık. Tekrardan aynı fiyata yani 2 kişi 17.40 €’ya floransaya bilet aldık şansımıza da trenin vakti yakınmış, 1.perondan bindik. Karşımıza amerikalı bir öğretmen bayan oturdu 6 yaşındaki oğluyla muhabbet ederek 1sa 15dk yolu tamamladık. Yarın venediğ’e gidiyoruz. İtalio şirketinin hızlı treni için 45’er €’dan 90 € ödedik. Önümüzdeki salı günü venedikten romaya dönüş biletini de alalım dedik 50şer €’dan 100€ da bu bilete ödedik. Taksiye vermediğimiz paranın tümü trene gitti. Allahtan hızlı tren de.. en azından vaktimizi trende de harcamak zorunda kalmıyoruz.

Otele dönünce eşyalarımızı fışırttık ve floransa katedrali taraflarına tatlı yemeye çıktık. Dönüşünde de size bunları yazıyorum. Bu arada bu kısım da her akşam yaklaşık 1-2 sa alıyor .Bütün kameraları şarja tak, içeriklerini pc’ye aktar, dosyala derken bir dünya iş. Neyse değişik gelen şeyleri yazayım ve dağılalım artık.

1. İtalya da taksilerin rengi beyaz.Çok araç yok ama olan araçların birçoğu da beyaz.Bu yüzden taksileri seçmek normalden zor bana göre.

2. Tuvaletlerde bidet denilen bir başka saçma taharet sistemi kullanıyorlar .Lavabo gibi aynı. Ben ayak yıkamak için sanmıştın en başta hatta emin gibiydim .Sonra uyarıldım öyle değilmiş. Hayatımda gördüğüm en saçma şey.

3. İşin bir diğer garip yani italya’da AVM yok galiba. Ne roma’da nede florsansa’da daha 1 tane AVM’ye denk gelmedik.O kadar yol yürüdük ülke de görmemiz enteresan yani.Yok mu acaba dedirtti.