Floransa’nın Akılalmaz Katedrali (3.GÜN)

Yorgunluktan günleri kaçırmaya başladık. Program ekstra yoğun geçiyor. Biz planı 3 şehir değilde 2 şehir yapsaymışız eğer geniş geniş takılıp belki bu kadar koşuşturmalı günlerimiz geçmeyecekti. Yani bizim 3 günde yapmaya çalıştığımıza millet 5-7 gün ayırıyor. Ama yapacak birşey yok program yazıldı, çizildi, çalışıldı uygulama kısmında dönmek olmaz. Bakın 3.günümüzde ne yaşadık.

Evvelsi akşamdan bahsetmiştim, floransa’ya gidicez diye sabah otelimizden check-out yaptıktan sonra doğru tren istasyonuna gittik. Makinist amca 1.5 saatte floransa’ya attı bizi. Kolay birşekilde de otelimizi bulduk. Bayağı merkezi yerde seçmişim oteli. Check-in yaptık,yarım saat dinlendikten sonra gene resepsiyonistin harita yardımıyla dışarıya attık kendimizi. Önce bir restoranda yemek yedik. Ben gene pizza yedim. Domates soslu ve kaşarlı basit pizzaya margharita diyorlarmış. Ben ekstra mantar istedim ve efsane bir pizza oldu. Abartısız söylüyorum belki de hayatımda yediğim en iyi pizzalardandı ve sadece 6.5€ . Birde üstüne tiremisu tatlısı yedik oda güzeldi. Hamilelerden ve canı çekenlerden özür diliyorum amacım sadece buraya gelmek isteyenlere ön ayak olmak.

Sonra haritadan takiple San Lorenzo Katedrali ve Floransa Katedraline girdik. Bu Floransa katedraline de giriş parça parça oluyormuş. Arkasında zorla bulduğumuz 14 numaralı binadan 18€’ya biletimizi aldık ve saatimiz geldiğinde giriş yaptık. Bu katedralin tepesinden bütün şehri panaromik olarak görüyorsunuz. Ben merveyle şakalaşıyordum asansör yokmuş diye, mervede saçmalama diyordu gülüşüyorduk. Sonra gerçekten olmadığını öğrenince  şoka girdik. Birbirimize aptal aptal bakıştık.

Yolları o kadar dar ki bir insan zor geçiyor ve belki 1000 basamak çıkıyorsunuz ve geri dönüş yolu yok ! Bir yerine kadar ya çıkacaksınız ya çıkacaksınız. Arada birisi fenalaşsa kalp krizi geçirse ona yardım edebilecek bir görevli veya yukarı onun için çıkabilecek bir ekip yok. Veya onu aşağı indirebilecek…    Bu yüzden eğer 45’li yaşların üzerindeyseniz, bacaklarınızda ağrı varsa, hamileyseniz, kapalı alan korkunuz varsa, solunum zorluğu çekiyorsanız kesinlikle buranın terasına çıkmayın. Merve de zaten bayağı korku çıkarken ve inerken. Sonunda kavuşulan manzaraya gönlünüzü hoş ediyor ama hiçbirşey de sağlıktan önemli değil.

   En sonunda ponte vecchio köprüsünden geçtik ve fotoğraf çekildik derken otele doğru döndük. Dönüş yolumuz daha kısaydı. Sonra pisa şehri için bilet almaya tekrar çıktık. Trenitalia şirketi veriyormuş biletleri. 2 kişi için yarın sabaha 17.40 € para verdik ve herhangi bir trene binebileceğimiz söyledi. Yani koltuk numarası yok.

Dönüştede Mc donaldstan bir patates kızartması ve kola alalım dedik.Sistem o kadar hoşumuza gitti ki buraya yazma ihtiyacı bile hissettim şuan.Siparişinizi dijital panolara yapıyorsunuz ve bunlardan onlarca var.Kimse sizden sipariş almıyor.Makine fişinizi ve sıra numaranızı çıkartıyor.Sizde o fişle başka bir yerde kasaya parayı ödeyene kadar siparişi hazırlayan ekipte siparişinizi hazırlamış oluyorlar yani kimse hiçbirşeyi beklemiyor.Kasacı sadece kasaya bakıyor.Sipariş hazırlayanda dijital ortamda gelen siparişleri görüp hazırlıyor bu kadar basit.

Buradan sonra otelimize döndük ve dinlenmeye çekildik.Son olarak öğrendiklerimizi de söyleyelim ve buradan ayrılalım.

1. “Arrivederki ” hoşçakalın demekmiş.

2. Floransa tahmin ettiğimizden ve sizinde şuan kafanızda canlanandan çok çok daha güzel.

3. Halk suyu çeşmeden içiyor.Mineralli su olmadıkça yani.Normal su için para vermiyorlar gördüğüm kadarıyla.Oteldeki resepsiyonist bayağı şaşırdı neden musluktan içimiyosunuzda buna para veriyorsunuz gibisinden 🙂